10 Mart 2013 Pazar
Milli Mücadelede Aldatılmış Bir Halk: Kürtler [1919-1922]
Türk tarih yazımında 1919-1922 yılları ‘Türk Kurtuluş
Savaşı’ ya da özgün adıyla ‘Milli Mücadele’ şeklinde geçer. Türkiye’de
esas olarak bu yıllarda batıda Yunanlılar, doğuda ise Ermenilere karşı
bir savaş sürdürülmüştü. Kürtler bu savaşa oturdukları toprakların
işgal edilmesi nedeniyle, Mustafa Kemal’in başında bulunduğu ve Heyet-i
Temsiliye adıyla bilinen kurulun çalışmalarına ve Müdafaa-i Hukuk ile
Kuvayı Milliye müfrezelerine katılmışlardı. Mustafa Kemal, bu dönemde,
özellikle etkin Kürtleri ve onların silahlı güçlerini savaşa katabilmek
için yoğun çaba harcamıştı. 1916′da tanıdığı Kürt Beylerine özel
mektuplar yazdı ve onları, dünya savaşı başlamadan Müdafaa-i Hukuk’a
katılmaya ikna etti. Bu yıllar Mustafa Kemal’in ve Milli Türk
Hareketi’nin Kürt motifini aralıksız kullandığı yıllardı ve Kürtler de
bu savaşta bir motif olarak yer alacaklardı.
‘Kürtlerin hukuk-u millisini’
savunmayı amaçlayan Vilayet-i Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti,
1918′de İstanbul’da bazı Kürt aydın ve politikacılarının desteğiyle
kuruldu ve ‘şark vilayetleri’nde milli mücadele propagandaları
yapılmaya başlandı. 23 Temmuz 1919′da Erzurum Kongresi’ne ve 4 Eylül
1919′da Sivas Kongresi’ne katılan Kürtler, Mustafa Kemal’in yoğun
ilgisiyle karşılaşmış ve haklarını bu görüşmelerle garanti altına
almışlardı. Nitekim Mustafa Kemal, daha sonra Kürtlere de duyuracağı,
29 Ekim 1919′da Amasya’da, İstanbul Hükümeti’nin Bahriye Nazırı Salih
Paşa ile yaptığı görüşmede ve imzalanan protokollerde ‘Kürtlerin
serbestçe gelişmesinin sağlanması’nı, ‘ırkî ve içtimaî’ haklarının
tanınacağını taahhüt altına alıyordu. 23 Nisan 1920′de Ankara’da açılan
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu arka planı yansıtıyordu. Mustafa
Kemal, meclis çıkışı Kürt ileri gelenlerinin koluna girerek fotoğraf
çektiriyor, Kürtlerin milli kıyafetleriyle meclise gelmesini istiyordu.
Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey, meclis kürsüsünden ‘Ben Kürdoğlu Kürdüm’
diye konuşuyor ve Mustafa Kemal, ‘Bu vatan Türk ve Kürtlerin ortak
vatanıdır’ diyordu. TBMM Reisi sıfatıyla El Cezire Komutanlığı’na
Mustafa Kemal imzalı talimatların birinde Kürtlerin oturdukları
yerlerde onlara bölgesel yönetim verileceği ve haklarının meclis
korumasında olduğu yazılıyordu. Bu yoğun tekrar karşısında Kürt
liderler, Fransız ve İngiliz temsilcilerinin manda tekliflerini
reddetmiş ve ‘haklarının yeni hükümette temsil edileceğini’ savunmuştu.
Belki de bu heyecan ile Maraş, Antep ve Urfa gibi Kürt illeri merkezî
hükümetin herhangi bir yardımı olmaksızın büyük fedakarlıklar ile
‘düşman işgalinden’ kurtarılmıştı. Ancak savaş sonrası, Kürtlere özerk
yönetim yerine ‘Türk olma hakkı’ uygun görülmüştü ve Mustafa Kemal
verdiği hiçbir sözü yerine getirmeyecekti..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder